Header Ads

Bir hasrettir meziremde sabah sessizliği


GÜNEŞ DOĞMADAN OKUNACAK...

Bu bir sabahtır, üşümemelisin. İçine sıcaklıklar çekmelisin. Belki çay demlemeli, sıcak şeyler içmelisin. Üşüyen ellerini ‘amin’ diyerek yüzüne sürüp, ısınmalısın.

Bu bir sabahtır, hayal etmelisin. Koynundaki ellerini en uzağa götürmeli, gerçekçiliğini bir anlığına devre dışı etmelisin. Orda olmamalısın, kendini alıp bir yerlere gitmelisin.

Bu bir sabahtır, umut etmelisin. Soğuğa rağmen ısınan içine umut üflemelisin. Uykulu gözlerinle ileride güzel şeyler görmelisin. İyi şeyler sezmelisin.

Bu bir sabahtır, gülümsemelisin. Yüzün kadar gözlerin de gülümsemeli. Aklını gülümsemek için bahane aramaya zorlamamalısın. Öyle sebepsiz gülümseyebilmelisin.

Bu bir sabahtır, bugünün sabahıdır. Dünün sabahını bir kenara bırakmalısın. Yarının sabahını garantiymiş gibi düşünmemelisin. Bugünü de düşünmemelisin. ‘Şu an’da yaşamalısın.

Bu bir sabahtır, güneş yeni doğmaktadır. Hava yavaş yavaş aydınlanmaktadır. Ne kadar kötü ve pis varsa içinde onları da aydınlatmalısın. Bu sabah, senin sabahın olmalı. Bu güneş senin için de doğmalı.

Bu bir sabahtır, uyanmalısın. Sadece gözlerinle değil, her şeyinle uyanmalısın. Bedenin uyandığı kadar, kalbin de uyanmalı. Kendine gelmelisin. Ama, dediğim gibi, kendini alıp bir yerlere de götürebilmelisin.

Bu bir sabahtır, bir doğuştur. İçindeki cesetleri temizlemelisin. İçindeki doğumları karşılamalısın. Aynaya bakmalı, bakarken kendini eksiksiz görmelisin. Yarım bir şey kalmadan, kendini tanımalısın.

Bu bir sabahtır. Tüm kayıplarına çizgi çekip, yeni kazançlar için ayağa kalkmalısın.

Bu bir sabahtır. Üzerini değişirken, belki sen de değişmelisin.

Uyanmalısın, bu bir sabahtır. Belki senin sabahın...

Alıntı / Murat Çetin...

Hiç yorum yok

* Geri bildirimlere önem veriyoruz...

* İçerekler hakkındaki görüş ve önerilerinizi lütfen bizimle paylaşınız.

* Ziyaretiniz için teşekkür ederiz.

Blogger tarafından desteklenmektedir.