Header Ads

Yoksulluk eğlencelidir(!)

Yoksullukla çok erken tanıştım. Üç kardeş bir yorganı boylamasına paylaşırdık eskiden. Kendileri için yorganın yakılmadığını gören pirelerimiz oldukça çoktu. İkna edemiyorduk, hepsi yastıktan aşağıya atlayarak intihara teşebbüs ediyordu.

Rutubeti de bilirim, asılmanıza üç gün kala âşık olmak gibi bir şeydir, uyumanıza hep üç dakika vardır ve vücudunuzdaki tüylerin hepsi asi birer termometre olmuş ve cıvanız dibe vurmuştur. O zamanlar bilseniz, alkolik Fahrenheit’in krizleri sonucu termometrenin içindeki alkolü içip, karısının korkusundan o aleti cıva ile çalıştırabildiğini, ne anası kalırdı, ne de bacısı onun. Ama çok yoksullar şunu da bilirler, rutubetli evde bayat ekmek sorunu olmaz hiç, kabarık sıvalar doğal bir duvar kağıdı görüntüsü verirler.

Yoksulluk da böyle bir şeydir işte; kahvede hesap ödememek için kafanız çatlar kağıtları, taşları saymaktan. Kaleminiz bitmesin, kalemtıraşta striptize yeltenmesin diye tırnaklarınız uzatır, onlarla yazarsınız. Hem sizi herkes gitar çalıyor diye bilir.

Yoksulluk eğlencelidir, ‘bungee jumping’ gibi, tek farkı vardır, sizi hayata bağlayan ip Salı pazarındadır genelde, güvenemezsiniz. Ya da babanızın kazağı sökülmüş, aynı iple üç kardeş birer kazak örülmüştür. Bu da fark etmez bu sefer de içten donarsınız babanızın arkasından bakıp. Derken, gözlerinizin kızardığını fark eden anneniz hep soğandan ağlar, böylece siz mahsusçuktan yaşamayı öğreniverirsiniz

ÖZGE DİRİK

Hiç yorum yok

* Geri bildirimlere önem veriyoruz...

* İçerekler hakkındaki görüş ve önerilerinizi lütfen bizimle paylaşınız.

* Ziyaretiniz için teşekkür ederiz.

Blogger tarafından desteklenmektedir.