Header Ads

Süleyman Demirel'den inciler

60’lı yıllar… kıbrıs meselesi nedeniyle ingiltere’yle türkiye’nin arası kötü. tam da bu sırada demirel ingiltere’ye ziyarete gidiyor. dönüşte gazetecilerle arasında geçen diyalog ise şöyle:
-efendim, neden ingiliz dış ilişkiler bakanı’nın elini sıktınız?
-neresini sıkacaktım kardeşim?
Demirel başbakan. 12 ada konusunda yunanistan ile yine sorun yaşanmış, karşılıklı kılıçlar çekilmiş. Ertesi gün kabine toplanmış ve toplantı uzun saatler sürmüş. Dışarıda gazeteciler merakla yapılacak olan açıklamayı bekliyor:
sayın başbakan, yunanistan ege denizi'nin bir yunan gölü olduğunu iddaa ediyor. Cevabınız ne olacak? - ege bir türk gölü değildir. Ege bir yunan gölü de değildir. Ege zaten bir göl de değildir!!!
Gene bir kış pkk kendi kendisine ateşkes ilan ettiğinde o vazgeçilmez üslubuyla devletin bakış açısını çok güzel özetler: “kan döken insanlar ‘biz kan dökmekten vazgeçtik’ derlerse, ‘iyi yaptınız, alın size bir mükâfat verelim’ denmesi mümkün değil. Kan döken insanlara ‘aman vazgeçmeyin, kan dökmeye devam edin’ demek de mümkün değil. Kan döken insanlar bundan vazgeçerlerse, bu iyi olmadı demek de mümkün değil.”
Demirel'in eski tayfasının bulundugu bir ortamda bir gazeteci sorar
gazeteci: sayın demirel, türkiye'nin durumunu tek kelimeyle özetler misiniz?
Demirel: iyi..
Herkes şaşırır, demirel mevcut duruma iyi demiştir sonuçta. Ama devam eder.
Demirel: ama iki kelimeyle özetlememi isterseniz "iyi değil"..
Türkiye’nin avrupa birliğine girmek için tarih alma konusunu şu fıkrayla değerlendirmiştir: "avrupa birliği'ne girmek isteyenler sınava alınıyor. Bulgaristan sınava giriyor, 'atom bombası ne zaman atıldı' diye soruluyor. '1945' diyor, 'geçtin' deniyor. Daha sonra romanya sınava giriyor. 'Atom bombası nereye atıldı' deniyor, 'japonya' diyor, 'sen de geçtin' deniyor. Türkiye'ye sıra gelince 'atom bombası atıldıktan sonra ölenlerin isimleri, soyadları, doğum yerleri, mesleklerini söyle' deniyor. Şartlar ne kadar ağır olursa olsun türkiye ve avrupa sıkıntıları aşacaktır ve türkiye, ab'nin tam üyesi olacaktır."
Türbanlılar Arabistan'da okusun!"
Galibiyetin sahibi çoktur, mağlubiyetin sahibi yoktur. Yenilgi yetimdir
Errzurum depreminde demirel’in mühendisliğini yaptığı bina yıkılmıştır. demirel’in buna cevabı şöyle olur: o bina 35 yıl ayakta durdu diye kimse takdir etmiyor da, niye yıkıldı diye herkes eleştiriyor
Süleyman demirel "seçmenlerle" bir seçim öncesi sohbeti yapmaktadır. İşsizlik konusunda çok iddialı sözler sar feder: "göreceksiniz iktidara geldiğimiz zaman işsizlik problemini 3 ay, evet, 3 ay içerisinde çözeceğiz. Bakın bunun altını çizerek söylüyorum. O sırada not almakta olan gazeteciye döner: “sen de altını çiz o satırların" der aradan 10-11 ay geçer; demirel başbakandır ama işsizlik sorunu çözülmemiştir! O günkü konuşmada bulunan ve not alan gazeteci kendisini ziyaret eder. Demirel yaptıklarını, yapamadıklarını, önündeki engelleri vs. Anlatır. Söz sırası kendisine geldiğinde konuklara geldiğinde not almış olan gazeteci malum kağıdı çıkartır ve gösterir. İkisi arasındaki diyalog şöyle gelişir: -efendim siz bize işsizliği 3 ay içerisinde bitireceğinizi vurgulamış ve 'bunun altını çizin' demiştiniz ben de çizmiştim. Buyurun." - kağıdı vermene gerek yok. O gün 'altını çizin' demiştim değil mi? Çıkar kalemini tekrar. Al kağıdı eline bul o satırları. Buldun mu? Hah tamam; şimdi de üstünü çiz!

Hiç yorum yok

* Geri bildirimlere önem veriyoruz...

* İçerekler hakkındaki görüş ve önerilerinizi lütfen bizimle paylaşınız.

* Ziyaretiniz için teşekkür ederiz.

Blogger tarafından desteklenmektedir.